Sahnede dönen fosfor cümbüşe alkış tutan bir delikanlı vardı...
Her alkışta sonsuz bir coşku,
inanılmaz bir mutluluktu onun yüzünden akan...
Kadın sahneyi videoya çekiyordu,o geceden hatıra kalsın diye...
Oysa kameraya şöyle bir bakıldığında görülen şuydu ki;oğlunun sevincini gizlice kayıt altına alıyordu deniz gözlü,yüreği büyük anne...
Zihinsel engelli 24 yaşındaki yerli Jim Carrey'imiz o geceki coşkusunda, ailesine manevi güç katmış, çekilen onca sıkıntıyı unutturmuştu kısa süreli de olsa...
® photo by düşler akademisi
Fırtınalı ergenlik dönemini geride bırakıp kişiliklerini sağlam temellere oturtan bir grup vardı az ilerde.
Hepsi de işitme kayıplı...
Sahne ışığında,
sahne karanlığında provalar..
Sadece işaretle...
Yüksek sese rağmen,seslenmeye gerek kalmadan...
sanki telepati ile anlaşırcasına...
uyum,ritim ve muhteşem bir şov...
" işte hayat böylesine güzel" dercesine yaptıkları break dans gösterilerinde,ghetto yer yerinden oynadı.
İçlerinde en ufakları olan ve hayatının ilk disco tecrübesini yaşayan delfina'nın oğlunun da yer aldığı "michael jackson-beat it" gösterisi
ise şahaneydi.
Müzik duyulsun duyulmasın,tınılar gözlere,sesler yüreğe geliyordu ya gerisi şahane bir şovdu.
......
Onlarca down sendromlu;onlarca gülücük demekti...
Yeri geldi break dansa eşlik ettiler,yeri geldi tango yapan kızlara öpücük attılar.Ortam onlarla anlam kazandı,gözlerindeki ışıltıyla...
O gece Ghetto'daki sinerji müthişti,tüm engelli ve engelsizler bir arada herkes birbirini mutlu etme telaşında.
Düşler Akademisi Yılbaşı Partisinde herkes tek yürekti.
Ve bu Delfina'nın ömr-ü hayatı boyunca gördüğü en anlamlı,en sevgi dolu partiydi...
Teşekkürler Düşler Akademisi,
Teşekkürler Ghetto...