25.02.2010

Dünyamın Renkleri...

® photos by shelead


Küçükken mutlu olduğum anlara ait renkler beynime kazınmış.

Bir değil,
iki değil,
sonsuz renk....

O rengi görünce,beynimin o anıyı bulup gözlerimin önüne getirmesi beni binbir
duygu dolu aleme taşıyor...

Kalemin tepesindeki koyu maviyle; 4 yaşında hastaneden çıktığımda annemin mavi tabakta tarhana çorbası içirmesini görüyorum,ona kavuşmuşum nasıl mutluyum...

® photo by mgoren

Cafédeki kıvırcık saçlı kadının turuncu hırkasıyla; 6 yaşında Almanya'da turuncu patenlerimizle kayışımız,düşüşlerimiz,kıkırdayışlarımızı görüyorum...

Patatese hardal sıkarken çıkan o sarı renkle; babamın yanımda masal anlattığı ve üstümü sarı battaniye ile örttüğü gün geliyor...Ne kadar genç,ne kadar mutlu babam...

Böyle böyle derken,bir bakıyorum ki önüme sürekli o güzel anılar çıkıyor..
Günün koşturmacasından doğan olaylarda moralimin bozulmasına fırsat vermiyor beynim..

® photo by mgoren

Çocukluğumun,gençliğimin ve orta yaşımın, gizli sandığını cennet bahçesi gibi dolduran anneme,babama,kardeşlerime,oğluma daha bir sarılasım geliyor,daha bir sevesim geliyor.

Sevginin üst sınırı yok biliyorum ama ben ötelere taşmak istiyorum onların varlığıyla...

Doğum günün kutlu olsun Anneciğim,uzun upuzun ömürlerin olsun bizlerle,sevdiklerinle...
Pin It!

22.02.2010

Hamam Sefası...



® photos by delfina


Allah'ımmm bugün pazartesi ve ben müthiş dinlenmişim...Haftaya süper ötesi başlamanın keyfiyle,gözlerim bile ışıl ışıl...

Euphoric'le kaç zamandır diyoruz,ahh bi hamam olsa gitsek diye.Geçen hafta yorgunluk ve yoğunluk had safhada olunca,pazar gününü "hamam sefası" ilan ettik.Bulunduğumuz semtteki hamam sadece erkeklere özelmiş,hemen ufak çaplı bir araştırmayla önümüze ilk çıkan hamamı aradık.Gelin görün,beğenmezseniz dönersiniz dediler...

En son Kütahya'da,25 yıl önce gitmişiz hamama,o sıcak buharı nasıl da özlemişiz.Espaca Spa'ya girer girmez kendimizi pek özel hissettik,zaten her konuda çok şanslıyızdır şükürler olsun.Ortamda aydınlatma hiç yok neredeyse,etraf mumlar ve tütsülerle süslenmiş.

Sauna'daki mentollü buharla gözeneklerimizi açtık,biraz yandık o ahşapla :) , sonra saatlerce hamamdan çıkmadık.Burası çok modern,hijyenik ve sessizdi.Sadece ikimiz vardık euphoricle.Peştemalimiz,bornozumuz ve havlumuz,terliklerimiz paketlenmiş şekilde dolabımızdaydı.



Huzurla ve yenilenerek ayrılmak ruhumuza çok iyi geldi,dinlenmenin böylesi için bu olayı 25 yılda değil, sık sık tekrarlamaya karar verdik...

Pin It!

19.02.2010

Kişiye özel etiket veya kurdelanın yapım aşamaları...

Üretilen el emeklerine iliştirilen,kişiye özel kurdela/etiketlerinin nasıl yapıldığını merak etmiş ve önceki yazımda sizlerle paylaşmıştım.

Sevgili Laurraine'nin izni ile ve çok değerli dostum Enise'nin samimi çevirisi ile etiketin yapım aşamalarını detaylı olarak paylaşıyoruz sizlerle...

Merakıma ortak olduğunuz ve yoğu sevginiz için teşekür ederim...

Gerekli malzemeler:

Bilgisayar, grafik programı (ben photoshop kullandım) ve inkjet yazıcı
Normal printer kağıdı
İron-on transfer kağıdı
Maket bıçağı, kesme tahtası, metal cetvel
Kurdela (Ben ½ inçlik pamuk dokumalı tiplerden kullandım.)
Ütü ve ütü masası
Makas


1. adım: Programınızı kullanarak deseninizi tasarlayın. Net bir görüntü için 300ppi çözünürlük tercih etmelisiniz. Desenin yüksekliği, kurdelanızın genişliğinden az olmalı. Normal bir kağıda çıktı alarak, kurdelanın üzerinde nasıl göründüğüne bakın.

Kenarlarından kesin ve kurdelaya sığıp sığmadığından emin olun. Kağıdın tamamını , deseni satırlar boyunca tekrarlayarak ve aralarında 1 inçlik boşluk bırakarak doldurun. Satırlar birbirine oldukça yakın olabilir.

* Deseninizi ters çevirmeyi unutmayın! Yani görüntü aynadaki görüntüsü gibi olmalı.Ben 96 tane deseni bir transfer kağıdına sığdırabildim ki bunun oldukça ekonomik olduğunu düşünüyorum.



2. Adım: Desenlerinizin çıktısını alın. Transfer kağıdını doğru kullanabilmek için, kullanma kılavuzunu dikkatli bir şekilde okuyun. Öncelikle desenlerin ters olduğundan emin olmak için normal bir kağıda çıktı alın. Transfer kağıdına çıktı alın (Ben çantalarım için desenlerin biraz daha büyük çıktısını almaya karar verdim.)



3. Adım: Desenlerin kesilmesi. Desenlerinizi maket bıçağı, kesme tahtası ve cetvel kullanark tercihan uzun ince bir şekilde kesin. Bunları uzun ince şeritler halinde bırakmak ütüleme esnasında size hem zaman kazandırır hem de parmak uçlarınızı yakma ihtimalini azaltır.



4. Adım: Transferlerin, kurdelanın üstüne ütülenmesi. Kurdelayı uzunca yere serin. Kestiğiniz transfer kağıt şeritlerini, kurdelanın üstüne desenler altta olacak şekilde yerleştirin. Ütü ile bastırın. Bir kere yapıştıktan sonra, ütüyü birkaç kez üzerinde kaydırın. * Ütünün çok aşırı sıcak olmamasına dikkat edin. Eğer ütünüz çok sıcaksa veya çok uzun süre ütülerseniz, deseniniz eriyebilir! Aşağıya bakınız.




5. Adım: Arka kağıdın soyulması. Kağıdı çıkartmadan önce, kumaşın soğumasını bekleyin. Ben her zaman yeni bir şerit eklerken, bir önceki kağıt şeridi ütüyü korumak için yerinde bırakırım. *Transfere ütü değerse eriyebilir.




6. Adım: Kullanılışı. İsterseniz bütün olarak veya keserek kullanabilirsiniz. Uçlarını kıvırarak kullanacağınız yere dikebilirsiniz. Veya bunları ikiye kıvırabilir ve uçlarından dikerek kullanabilirsiniz. Şimdi muhteşem kreasyonlarınıza eklemeye hazırsınız. Aynı şekilde yıkama talimatı etiketi oluşturabilirsiniz.

Thank you Dear Laurraine...
Pin It!

18.02.2010

Kişiye özel kurdela veya etiketler...

® photo by Anna Barrow / LillaLotta

Şimdilerde herkes üretkenliğin peşinde...

Etsy'de ve Pasaj'da binlerce ürün,meraklılarına ulaşıyor.Gönderici için en heyecanlı kısım, - ki benim için öyle - paketlenme aşaması...Paketlemelerin birbirinden farklı olmasına gösterilen özen sayesinde,insanlar tercih edilebilir ürünler sattıklarını ortaya koyuyorlar.

® photo by Anna Barrow / LillaLotta

Kurabiyeleri kurdela ile bağlarken hep aynı tarz olanları görmekten sıkılmıştım.Anna'nın tasarımlarını görünce bayıldım,bayıldım...Hem çok uygun fiyata satması hem de kişiye özel olması ne hoş.


® photo by Anna Barrow / LillaLotta

Kendimiz yapsak nasıl yaparız diye araştırırken,Laurraine'nin anlatımı çok işime yaradı.Henüz yapmadım ama şu merak denen şeyi bastırmak bile çok iyi geliyor.

Öncelikle, tşört transfer kağıtlarından edinmemiz lazım.Çevremizdeki kırtasiyelerde satılıyor olmalı.Bir de gabardin bant lazım.Bunu da tuhafiyecide,kumaşçıda rahatlıkla bulabiliriz.

® photo by Name Maker

Photoshop,PhotoScape gibi birçok programla kendi etiketimizi tasarlayıp,ekonomik fiyata etiket veya kurdela sahibi olabiliriz.

® photo by Anna Barrow / LillaLotta

"Free vector illustration" veya "free glitters" diye arattığımızda karşımıza şahane şeyler çıkıyor.Dafont'ta ise ücretsiz şekiller var,onları indirebilir dilediğimiz renkte kullanabiliriz.

Gelelim nasıl yapacağımızı öğrenmek için kimlerin kapısını tıklatacağımıza;
  1. Laurraine 'in anlatımı,
  2. Collen'in anlatımı,
  3. Jenna'nın anlatımı...


Başka bir meraklı konusunda görüşmek üzere :)
Pin It!

16.02.2010

Senin şehrinde ne var?




Yağan yağmurun altında sorulan en güzel sorulardan biriydi belki bu...Fotoğrafçılık Atölyesi hocamız Mehlika, ödev olarak ve sergiye konmak üzere farklı bir konu seçmişti.




"Kent ve Ben"



Kent/Şehir aklımıza geldiğinde ne hissederiz? Binalar üstüme üstüme geliyor diye hissediyorsak,binaların önünde diz çökerek yukarıya doğru çekmemiz konuyu bağlamamız açısından güzel bir örnekti.




Sonra kendimi düşündüm, kent dediğimde ne hissediyorum diye...

İşte cevapları ve ispatları;

Şehrin gökdelenleri göğe değer,
Martılar soluklanır mavi atlasta...

Yer mavi, gök mavi,
şehrin tamamı yemyeşil...

Yeşil yükselir benim kentimden,
her adımında doğayı ve masumluğu hatırlatan
sonsuz güzellikler görürüm...

Delfina


{Büyük fotoğraf için üzerlerine tıklayabilirsiniz.}








Pin It!

12.02.2010

0-2 yaş bebekler için oyunlar...





95 yılından sonra doğan çocuklara,Kristal çocuklar diyorlar.Algısı yüksek,zeki ve farklı çocuklar.Bu çocukları oyalamak eskisi gibi kolay olsa, anneler şimdiki gibi binbir çeşit faaliyet yapmazdı."Koy oyuncağı önüne,oynasın kendi kendine" düşünce tarzı taa eskilere aitti.



O kadar hoşuma gidiyor ki,çocuklarıyla sürekli faaliyet yapan blogcu anneleri izlemek...

Çocukla birebir vakit geçirip birşeyler paylaşmak herşeyden önce bağları kuvvetlendiriyor.O yüzden onların gelişimi için farklı etkinlikler,oyunlar bulmak lazım..




Şubat tatili için soluğu yeğenimizin yanında aldık.O henüz 22 aylık.

Bayılıyor beraberce vakit geçirmeye.

Orada olduğumuz sürece neler yapacağımızı güzelce organize ettim,takvime resimlerle işaretledim,kırtasiyeden eksikleri aldım ve yola koyulduk.

10 gün boyunca birbirinden güzel yunlar ve faaliyetlerle unutulmaz günler yaşadık.Onun bana hediyesi,ismimi telaffuz etmesi oldu.Bir de mini makasa; "aaç kapa,aaç kapa" ismi takması oldu. :)



Çocukla Çocuk'un , ‘Çocuklarla Faaliyetler’ sayfalarından bolca fikir topladım, pompom oyuncaklarla ilgili notlar aldım.Teşekkürler bu güzel site için Özlem ve Fulya...



10 güzel günümüzün diğer ana kaynakları şu sitelerdi;


Pin It!

11.02.2010

Zeytin değneği... ( 2.Bölüm )

® photo by Stop the Wall C

Köyde yaşamanın sağladığı imkanlarla,vücudu sağlıklıydı,kötü birşey çıkmamıştı.İlaç tedavisi ile yolladı doktor onu.Birkaç gün haplarını içince,durumu daha iyiye gitti.

Geldikten bir hafta sonra,erkenden kalkan oğlu Nail,gelini ve bir traktör insanın arkasından seslendi; " bekleyin,ben de geliyorum zeytine."

Zaten soğuk hava gitmiş,yerine ılık hava gelmişti.

Nail amca bir hışımla,elindeki zeytin değneğini yere fırlattı.

"İşte bu değnekle hayatı kazanmamı öğreten,çoluk çocuğumu okutmamı sağlayan,ova-bağ/kar-kış demeden çalışan bu kadın anamdır,herşeyimdir.Onun cesareti,çalışkanlığı sayesinde geldim ben bu günlere." diye seslendi herkese.

Atladı traktörden,gitti sımsıkı sarıldı anasına,hıçkıra hıçkıra ağladı...

Ve Fatma teyze, o günden sonra zeytinlere gitmeye,çam fıstığı toplamaya,tütün işlemeye devam etti.Onu gördüğüm geçen haftasonunda,yüzü pırıl pırıldı.

Anadolu kadınıydı o, başka türlüsünü bilmezdi...
Pin It!

10.02.2010

Zeytin değneği... ( 1.Bölüm )




Yamaca yağan kırağı ile sabahın ayazı birbirine karışmıştı.Hani buz keser ya insanın ellerini,dizlerini...Öyle bir soğuktu yine o gün.

Şalvarı diz çökmekten ıslanan,parmakları çamur içinde mosmor kalan kadın iyice titremeye başladı.Bu kaçıncı zeytine gelişiydi,kaçıncı diz çöküşüydü kutsal zeytin ağaçlarının önünde...Kendisi bile bilmiyordu ya...

Zeytin toplama zamanı kışın en çetin günlerine denk geliyordu her seferinde. Olgunlaşan ve iyice yağ depolayan siyah zeytinleri toplamak onun için sıradan bir işti.Ama son aylarda takati kalmamıştı.Her akşamüstü eve dönecekleri vakit,yarım saat-bir saat traktörün gelmesini bekliyorlardı. Çömelip kalmaktan kemikleri de kırılıverecekti ya o da başka sıkıntıydı...

Güne akşam soğuğu da eklenince,sesini çıkarmadan edemedi bu sefer...

- Yok oğlum,yarın gelemem ben artık.Şu halime bak ısınamıyorum bir türlü,
bu soğuğa dayanacak gücüm kalmadı...

- Ana,üç günlük işimiz kaldı,sen bırakırsan nasıl biter bu iş.Söz verdim adama
bu hafta bitecek bu zeytin toplama işi diye.Olmaz ana olmaz.

- Yıllardır birşey dedim mi oğlum,hep destek oldum hep destek.Biraz merhamet
et artık,dayanamıyorum soğuğa.



Konuşma böyle geçti ama adam ikna olamadı ki,anası gelmezse işler kalır düşünceleriyle uyuyamadı,sabahı etti.Sabah ezanı okunurken,eşyaları hazırladı, bir baktı ki anası kusuyor sürekli,zeytini unuttu o an,kaptığı gibi acile götürdü.

Bütün kontroller,tahliller yapıldı.

Sonuç adamı yıktı....

Kadında ciddi boyutta kansızlık vardı,derhal hastaneye yatıp tedaviye başlaması lazımdı.

Çünkü Fatma teyze 76 yaşındaydı ve soğuktan üşümesinin sebebi de kansızlıktı...

Not; Hikayenin sonu yoğun istek üzerine; yarın.

Pin It!

7.02.2010

Öncesi ~ sonrası ( villa )









Kaba inşaat harabeyi andırır...

Sanki asırlardır çimento artıklarıyla yaşıyormuş gibi...

Hatalı mimari sonucunda en güzel eşyalar alınsa bile yakalanamayan o huzur,bir müddet sonra arayışa bırakır kendini...

Sihirli değnek değmeli ki o inşaat,huzur mekanına dönüşebilsin...

İşte, Bodrum Türkbükü'ndeki bu inşaatı,şahane bir villaya dönüştüren sihirli eller var.Her bir detayı kendi evi gibi sahiplenen ve restorasyon işinde her gün mucizeler yaratan iki erkek...

Hani uzaktan görsem, "bir yerden tanıyorum sizi" diyebileceğim kadar yakınlar...
Onlar benim iki erkek kardeşim.

4 yıldır Rixos Bodrum'un mimari dekorasyon yenileme çalışmaları da onlara ait.Ahşaba,ağaca,doğallığa olan tutkuları, şaşılacak güzellikleri üretmelerini sağlıyor...

Öncesi ve sonrası diye fotoğrafların üzerine not düşmeme gerek kalmamış değil mi,herşey ortada,herşey besbelli.

Denizin maviliğinin çok yakıştığı bu villanın sahibi güle güle otursun,mutlukla,huzurla...
















Pin It!
Related Posts with Thumbnails
01 09 10