30.07.2009

Bu gece ben,küllerimden yeniden doğdum...

® photo by rustajb


Çünkü bir Türk filmi daha izledim...

Türkçe altyazılı,Türkçe film...

Ahh insanın anadili bu kadar mı yakar insanı?
İnsanın birşeye özlemi bu kadar mı büyük olur?

Hani ilk izlediğim Türk filmini size anlatmıştım da hep birlikte ne çok sevinmiştik hatırlıyor musunuz? İşte o sevinci ben,az önce "Devrim Arabaları" 'nı izleyerek bir kez daha yaşadım.

Film tek kelimeyle mükemmel.Konusu,çekimleri ve oyunculuklarıyla epey söz ettirdi kendinden.Ama ben bugün başka birinden bahsetmek istiyorum,hepsinden daha azimli birinden...

Divxplanet'te Selçuk var...

İşitme kayıplılar için gece-gündüz çalışan,gönüllü çevirmenler bulup aktivitelere katan,bıkıp usanmadan film önerisi yapan ve 200'e yakın film çeviren/çevirten...

Bugün iş yoğunluğu arasında masama süpriz bir paket geldi.Bir baktım ki,yüzlerce Türk filmi,hepsi listelenmiş,hepsi özenle sarılmış.Selçuk hepsini tek tek hazırlamış,atlyazıya hazır olan filmleri eklemiş ve beni mutlu etmek için habersiz kargoya vermiş.

Böyle insanların zihniyeti devlet sektöründe neden yoktur anlamış değilim.Ama bildiğim birşey varsa,Divxplanet gönüllü çevirmenlerinin uğraşı asla boşa gitmeyecektir,asla unutulup paslanmayacaktır.

Özel kanalların,TrT'nin ve sinemaların "Türkçe filme Türkçe Altyazı" uygulamasına geçmesi için lütfen işbirliği yapalım arkadaşlar.Ben yolun yarısını aştım hadi neyse, ya işitme kayıplı çocuklarımız?

Niye onları çizgi filmden,belgesellerden mahrum ediyoruz? Tamam internetten altyazılı izleyebilirler ama herkes interneti mi tercih ediyor? Tv'yi açınca o da yaşıtlarıyla aynı şeyi izleyip tartışmanın tadını çıkarsın...

Geç olmadan harekete geçmemiz lazım,harekete geçirmemiz lazım...
Yorumlarınızı,önerilerinizi ve çözümlerinizi bekliyorum...
Pin It!

Kalplerinde Aşk İşaretiyle Doğarlar Kimileri...

® photo by glendali

Yeryüzüne gönül indiremez onlar...

Hayatı ve insanları anlarlar, hayata ve insanlara merhamet duyarlar ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşayamazlar...

......................

Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...

Yorulur kendisini anlata-mamaktan...

'Sevgilim!” der,
'sevgilim!” ama sevgilim dediği yanında değildir, bilir...

Bazı günler insan soluksuz kalır, içindeki sevgili olmasa bile, karşısındakine deliler gibi sarılır...

O olmadığını bile bile, sonsuz bir umutsuzlukla sarılır... İnsan soluksuz kalmayagörsün, sevgili diye bütün yanlışlarına, bütün kaçışlarına, kendine yaptığı ihanetlere sarılır...

İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye-görsün, her şey olmak, her yere yetişmek için bu hayata düşer...

Her şey olduğunu, her yere yetiştiğini sandığı anda, ortada kendisi yoktur artık...

Kaybolmuşluğa çok yakındır...
Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...
Daha az acı çekiyordur artık...

Ama artık daha mutsuzdur eskisinden...
Daha mutsuzdur, o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...

........................

cezmi ersöz

ps: Teşekkürler Bahar'cım...
Pin It!

28.07.2009

Sor,olmazsa bir daha sor...

® photo by Kim


Pascal,benim ilk fransız arkadaşım.

Almanca ve İngilizce'yi etkin kullanabildiğim ortaokul yıllarımdı,Fransızca öğrenecebileceğim birini buldum diye çok seviniyordum.Sıcak mıcak demez,saatlerce elimizde Türkçe~Fransızca sözlükle anlaşmaya çalışırdık.Kelimeleri cümlelerle kullanmaya ve her kelimenin çıkarılışını sorardım.

"comment allez vous" =

delfina - koment alez vuz?
pascal - non, komant ale vu,
dire delfina, ale vu

delfina - komantalevu...


"oleyyy" nidalarında sevinirdim başardığımda...benim için en zoru "okunuşunu öğrenmek" kısmıydı.Ama bu konuda her zaman inatçı olmuşumdur.

Şimdi ise,yukarıdaki konuyu cebimize alıp başka bir konuyu dinliyoruz.

İşitme kayıplılarda mimik ve bedensel ifadeleri çözme yeteneği oldukça gelişmiştir.Bazen sesi duymasak bile karşımızdakinin mimiği ile ne demek istediğini anlayabiliriz.Ama gelin görün ki,bu her zaman mümkün olmayabiliyor.

Özellikle kalabalık ortamlarda veya yeni tanıştığımız birilerine karşı çekimser olabiliriz.Anlamadığımız cümlenin tekrarını istemek gücümüze gidiyor olabilir.Oysa bu aşılamayacak bir sorun değil sevgili işitme kayıplı arkadaşlarım.

Kendinizi turist yerine koymanızı önereceğim şimdi.Hani yukarıda demiştim ya,Pascal'a sorardım okunuşunu öğrenene dek diye.Şimdi de arkadaşımızın dediğini anlamayınca,o kelimeyi,o cümleyi "ne olarak" duyduysak onu söyleyeceğiz.

-cdyi getirebilir misin yarın delfinacım?
-silgiyi mi?
-hayır hayır cd
-euphoriccim dediğin kelimeye yakın birşey söyle yaa :)
-hani sana fahir atakoğlu cd si vermiştim ya,onu diyordum.
-ha tabii getiririm :)


Turistlerin yaptığı tekrarı biz yapacağız,çekinmeyeceğiz.

-marmaris dolmiiiş?
-no no, marmaris dolmuşu


Çünkü bizler farklıyız,kendimizi değerli ve önemli buluyoruz.Hem tekrar etmekten kim ölmüş ki,öyle değil mi?

Hadi bakalım,ne diyorduk? komantalevuu :)
Pin It!

27.07.2009

Tatilde nereye gitsek?

® photo by lullabelle


Ne zor bir soru değil mi?

Tatil mekanları seçerken belli tercihleri olanlar için,rezervasyon sancılı bir süreç.Herşey dahil otellerden benim gibi köşe bucak kaçıyorsanız,butik oteller veya ev oteller tercihinizse size müthiş bir haberim var...

Bugün Kanyon'da turladım,D&R'da gezerken Mutlu Tönbekici ve kardeşinin birlikte hazırladıkları "Küçük Oteller Kitabı" nı aldım elime inceledim her sayfasını.İçerikteki tüm mekanlar test edilmiş,onaylanmış olduğundan rahatlıkla rezervasyon yapabilecek yerler.

Mutlu'nun anlatımı,fotoğraflar ve tüm bilgilendirmeler çok güzeldi.

Hiç görülmedik bir renk çılgınlığı. Muhteşem bir teatral sahne: Dali’ye taş çıkartır.


Kitabı alamayanlar için "Küçük oteller sitesi" çoktan yayında.Fotoğraflar daha az ama bilgilendirici metinler daha fazla.

Karar vermekte hala zorlananların göz atmalarını tavsiye ederim.Ahh ne güzel yerler varmış diyerek kitaplığımızda bile durması gereken güzel kitaplardan biri.

Tebrikler Tönbekiciler :)

Pin It!

24.07.2009

Sabahlardan sabah beğendik....


® photo by delfina


ve şansımıza bu sabah çıktı…
dediler ki; bu sabah, içinde güzellik,bereket ve neş'e yi barındıran bir başlangıçmış.

birisi de demiş ki; "dün yoktur,yarın da yoktur, sadece sonsuz şimdi vardır…"

sonsuz şimdiyi yaşarken,kendimize vermemiz gereken bir söz var.

sonsuz şimdide hep mutlu kalmalıyız.Hayatı,bize sunulmuş bir armağan olarak gördüğümüzde,güzellikleri kucaklamamız o kadar kolay olacak ve hayat bize o kadar güzel şeyler sunacaktır ki,karşılaştığımız bu güzellikler karşısında sürekli şükreder hale geleceğiz.

Allah'ın bize duyduğu şefkat, bir annenin çocuğa duyduğu şefkatten 99 kat fazladır.Öyleyse,sürekli hayatın bolluğu ve mucizesi için şükretmeli,sonsuz şimdinin güzel geçmesini sağlamalıyız.

Haftasonuna girerken, Louise L.Hay'in "Düşünce Gücü ile Tedavi" kitabının her evde bulunmasını önerir,herkese güzel ve mutlu an'lar dilerim…

Pin It!

22.07.2009

Güvercinlik~Bodrum tatil notları...




Ben de tatilde blogunu güncelleyemeyenlerdenim...

Hatta internetin ilgimi bile çekmediği bir döneme giriveriyorum izinde...90'lı yıllarda, "saatimi de evde bırakır çıkarım tatile" derdik,şimdiye çevirmek gerekirse, "netimi,i-podumu,blackberryimi,cep telefonumu,laptopumu ve saatimi de bıraktım gidiyorum" olurdu :))

Ne çok karmaşa varmış hayatımızda yaa,friendfeed takip et,blog güncelle,elmalı kurabiye pişir,dolabın altının tozunu al derken günler geçermiş.İşte o günlere sünger çekmek için bu sene Bodrum bizi resmen kucakladı.

Her gittiğimiz beachde samimi karşılamalar,her oturduğumuz masada ilgi-alaka ile hepimiz çok mutlu bir tatil yaptık.Hepimiz derken, oğlum,ben,babacım,annecim,kızkardeşim ve ben...

Güvercinlik,Bodrum'un en sevdiğim yerlerinden biri.Sessiz sakin,temiz denizi ve kendi halinde bozulmamış dokusu ile beni çekiyor kendisine.



Club Aquarium'da geçirdiğimiz saatler mekanın güzelliği ile eşdeğerdi.Personel o kadar güleryüzlü ki,insan kendini kraliçe sanıyor birden.

Sevgili Adnan Şenses yanımızda oturuyordu,rahatsız etmeyelim diye selam vermedik.Anneciğimin şu lafı tarihe geçmeli,o kadar güzeldi ki;

" O,Türkiye'nin en değerli sanatçılarından.Ona selam vermeden geçip gitmek,onu görmezden gelmek büyük bir saygısızlıktır.Şimdi gidip konuşuyorsunuz ve hatıra fotoğrafı çektiriyorsunuz."


"Şeyy anne biz böyle düşünmemiştik hiç,düşüncen ne kadar güzel gerçekten" deyip yanına gittik ve bir sürü resim çekildik beraber.Çok sıcakkanlı,çok içten bir beyefendi o.Buradan da selamlarımı yolluyorum,biz Muğla'lı olarak sizi gerçekten çok seviyoruz Adnan Bey...




Club Moni & Purple Beach'dan bahsetmemek olmaz.Mekanın açılmasına 3 gün vardı ve biz konuk olarak öyle güzel ağırlandık ki,yeşilin,dinginliğin tadını orada daha fazla aldık.

Bungalow evler,kocaman minderler,tahta şezlonglarla bana göre en güzel tatil yeri olabilecek bir mekandı.Bodrum'a giderseniz görmeden dönmeyin...



Bir gece de,4 kardeş Bodrum gecesi yaptık.The Marmara Bodrum'un eşsiz manzarası karşısında dondum kaldım çünkü Bodrum'u hiç bu kadar yüksekten seyretmemiştim.Havuz başında kahvelerimizi içtik o güzel müzik eşliğinde,sonra barlar sokağına daldık.

Ünlü bir yerde balıklarımızı yedik ve hemen kaçtık o sokaktan.Hem çok sıcaktı hem anlamsız bir kalabalık vardı.Anladık ki,yaşımız gereği sakin yerleri daha çok seviyoruz.

Böylesine güzel bir tatil herkese kısmet olsun diyor,tüm tatile çıkacaklara bol şans diliyorum...

Pin It!

21.07.2009

Onu, terden ve nemden korumalıyız...

® photo by jeinny


Kimi mi?

Neyi mi?

Elbette ki, işitme cihazımızı…

Bu çok narin aletler,özel ilgi istiyor.Ona ilgisiz ve şefkatsiz davrandığımızı gördüğünde bizi acımasızca yüzüstü bırakıp gidiveriyorlar.

Hem biz onları alırken verdiğimiz minik servetler karşılığında bizi rahat ettiriyorlar ettirmesine de dediklerini yapmazsak da affetmiyorlar dediğim gibi.

Son zamanlarda yürüyüş sırasında döktüğüm terlerden iyice bunaldı işitme cihazım.Tam toplantıya girecekken veya "hoş geldin" diyen arkadaş grubuma tam oturacakken "cırt" diye kesiliyor.O an için yapacak tek şey,cihazı çıkarıp pilini de açıp hava almasını ve kurumasını sağlamak.

Yürüyüşte ve spor yaparken mümkün olduğunca takmamaya çalışıyorum cihazı çünkü ter direk içine giriyor.

Nasıl korumalıyız diye araştırırken sevgili wise yine farklı fikirleriyle çıkageldi :) Ona ne kadar teşekkür etsem azdır.Çünkü her konuda hem de her konuda parlak ve bambaşka sağlam bilgilere sahip olan tanıdığım en akıllı insanlardan biridir.

Wise ne dediyse aynen aktarıyorum;

"...

gelgelelim ter konusuna... bu bende de oluyor, malum bugünlerde istanbul acaip nemli ve bu nem de cihazlarımızın baş düşmanı...ben çok fazla sıcakta ortalıkta dolaşmıyorum ve terlediğim zamanlarda da çıkarıp kağıt peçete veya havlu ile kuruluyorum.

Ayrıca akşamları da yatmadan önce nem alıcı tabletlerden aldım, hava geçirmeyen bir kavanoz içine bir tane bu tabletten koyuyorum ve cihazlarımı da pillerini çıkarıp kavanoza koyuyorum. Sabaha kadar nemini alıyor(muş).

Geçenlerde, 3 yıl önce (ssk kanalıyla) almış olduğum starkey cihazım bu nem yüzünden arızalandı, servise bıraktım. 2 haftada yaptılar ve 98 tl fatura çıkardılar.

Tabletten daha etkili bir de nem alma cihazları var. Bir örneğini şurada inceleyebilirsin. Biraz daha pahalı ama uzun vadede daha ucuza gelir. Tabletlerin de 6 tanesi 20 tl civarı ve 1 tablet yaklaşık 15 gün falan gidiyor..."




Bir de cihazı terden korumaya yarıyan kılıflar var.bu sanırım spor yaparken senin için daha uygun... Fiyatı 70 tl imiş.


Pin It!

18.07.2009

Ücretsiz Grafik ve Web Tasarım kursuna gitmek isteyen?

® photo by ilco


Son zamanların en popüler eğitimlerinden biri bu.3 Ağustos'ta başlayacak ve ücretsiz olan bu kurstan almak isteyen var mı?

Üstelik katılımcılara, İş Bulma Kurumundan 300 TL harçlık veriliyor.

Bunun için 16 yaş üstü işitme kayıplı olmalısınız.

Başvuru için;

Seyfi Demirsoy Apt No: 18 B Blok K:3 D:7 Mecidiyeköy Şişli / İstanbul
( Mecidiyeköy Metrobüs Durağı Karşısı)

Tel:0212 211 14 61 / Cep : 0533 653 26 62 sms atabilirsiniz.
Pin It!

17.07.2009

Osmanlı Cumhuriyeti / Devrim Arabaları / Pardon...


® photo by Murat Cokal

Bugün beni neşeli yapan, bu yaz sıcağında herkes tatilde iken halen harıl harıl çalışan bir ekipten aldığım haberler.

Divxplanetteki çalışkan arılarımız "Türkçe Filme Türkçe Altyazı" kampanyası ile çevrilen filmleri tik tak misali artırıyorlar.

150'ye yakın filme çeviri yaptılar,eee bu kadar filmimiz var mıydı bizim diye sormadan edemiyor insan.Seçtikleri filmler en kaliteli,en çok izlenen filmler.

Hangi filmler çevrilmiş,indireyim izleyeyim derseniz buraya atlayın...

Onları bu titiz ve özverili çalışmalarından dolayı bir kez daha kutluyor,Sinema Derneği ve tüm televizyon kanallarının bu konuda onları en kısa zamanda örnek almalarını diliyorum...

Teşekkürler Divxplanet...


Güncel not;Önceki başlığı değiştirdim.Devrik cümleydi ve yanlış anlaşılmalara sebep oldu.Niyetim filmlerden bahsetmekti...Teşekkürler,

Pin It!

16.07.2009

Kulağıma hoş gelen sesler...

© photo by rosiehardy



  • Evdeki cereyana eşlik eden Bodrum rüzgar çanının sesi...

  • Ella Fitzgerald'ın Basin Street Blues'teki sesi...

  • Yağmurun cama çarpan sesi...

Ya sizin?
Pin It!

13.07.2009

Kirecin beyazı bana,tortusu ruhuma...



Kızkardeşim euphoric ile Alaçatı'ya ayak bastığımızda,bütün sadelik ve dinginliğin kapladığı duvarlar,el oyması kapılar ve masmavi gökyüzünün, bize hoşgeldin hediyesi olarak gülümsediğini hissettim...

Alaçatı...

Farklılık,kalite,huzur,neş'e,duruluk ve binbir çeşit çiçek yeri burası...

Avlanmaya çıkan balıkçılar misali rastgele oldu keşfimiz...Ne semti araştırdık ne de otelde yer ayırttık.Sıcaklığın 40derece olduğu kavurucu öğle vaktinde,arnavut kaldırımı sokakta hızla ilerlemeye çalışsak da,gözümüzü ve gönlümüzü bürüyen büyülü evler arasında yavaş yavaş keşfettik.

Eşyalarımız ağırdı,güzel bir otel bulalım umuduyla 15-20 dk dolandık ve en sonunda tam gönlümüze göre tertmiz bir ev otel bulduk.Odaya alacele yerleşip sokaklara daldık.

Bir baktık ki çoook acıkmışız,gözümüzü kestirdiğimiz dükkanburgere girip birer hamburger söyledik.Pek hamburger yiyen biri değilim ama hayatımda yediğim en lezzetli hamburgerdi.



Orayı sevdiğimizi anlamıştı ya Alaçatı,bize hep güzellikler sundu.Serinleyelim diye doğru Otto Alaçatı'ya gittik."İyi müzik,iyi yemek" sloganlarının doğruluğunu da seçtiğimiz "Şef'in Seçimi" pizzası ile ispatladılar.Roka ve çam fıstığını pizza üzerinde göreceğim hiç aklıma gelmezdi ve ben böylesine bir lezzeti daha önce yemedim :)



Otto'nun yanındaki Babylon'a uğramayı ihmal etmedik.Dileyen çimde güneşlensin dileyen kumsalda.Herşey çok güzel organize edilmiş.O gece 2'ye kadarAlaçatı barlar sokağında tüm dükkan ve mağazaları keşfe daldık.

Herkes öyle özenmiş ki,dekorasyon konusu olsun,yemek hizmeti olsun,farklılığa uyum sağlama adına el birliğiyle çalışmışlar ve sonuç gerçekten bambaşka olmuş.Özellikle dükkan ve mağaza isimleri seçilirken hep Türkçe isim konusunda inatçı davranmışlar.Kirli Çıkı,Çok Komik,Ayşe'nin Elbise Dolabı,Gümüş Gri,Kırmızı Ardıç Kuşu en bayıldıklarımızdandı...Gece 1'de açlığımızı bastırmak için Hikmet'in yerinde yediğimiz Kumru ile geceyi noktaladık :)



Ertesi günü Alaçatı'yı terkederken çektiğimiz fotoğraflarla sizi başbaşa bırakıyor,Türkiye'de gidilecek yerlerin en başında hep Alaçatı olmasını diliyorum.
















Pin It!

11.07.2009

Ellerini göğe uzatabilmek için....



Şükretmeyi bilin...

Her akşam uykuya dalmadan önce sahip olduğunuz şeyler için şükran duygusuyla uykuya dalın.

Her sabah uyandığınızda fırçalayacak dişleriniz,tarayacak saçlarınız,yürüyecek bacaklarınız,gören gözleriniz,gidecek işiniz,sizi seven eşiniz,dostlarınız,sağlığınız için şükredin.

Yaşadığınız ve akıl sağlığınızın yerinde olduğu için şükredin.

Rutin olarak yaptığınız işleri bir gün yapamadığınızı düşündüğünüzde onların değerini anlarsınız.

Nefes almanın bile.

Aldığınız nefes için şükredin.

Şükretmek size daha fazla şükredeceğiniz şeyleri getirir.

® Nil Gün / Çekim Yasası / 101.Sayfa
Pin It!
Related Posts with Thumbnails
01 09 10